Güzel (Folktales, #1) - Robin McKinley | Yorum

Adı: Güzel
Yazarı: Robin McKinley
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Sayfa Sayısı: 232
Goodreads Puanı: 4.05
Seri: Folktales #1

“Güzel”, lakabından hiç hoşlanmaz. Zayıf, sıradan bir kızdır çünkü. Asıl güzel olan, ablalarıdır. Ancak o, görüntüsündeki eksiklikleri cesaretiyle telafi edecektir.
Bir gün babası eve dönüp, ormandaki büyülü sarayla ilgili öyküyü anlattığında ve orada yaşayan Çirkin’e verdiği sözü itiraf ettiğinde, Güzel saraya gitmek zorunda olduğunu anlar ve mahkumiyeti gönüllü olarak kabul eder. Babası önce izin vermez ama Güzel ondan çok daha inatçıdır.
Robin Mc Kinley’nin masalsı romanı, garip bir çiftin, yani Güzel ve Çirkin’in olağanüstü aşkını anlatıyor.

Kitabı oldukça kısa sürede bitirdiğim için belki de, belki de gerçekten öyle olduğundan, oldukça hızlı ilerlediği izlenimindeyim. Sayfalarda gereksiz detaylardan kaçınılsın derken yazılabilecek birçok olay atlanmış gibi geldi bana; sanki yazar, kitabı bir an önce sonlandırmak için acele ediyormuş gibi. Fakat bu pek bir sorun değildi; hızlı okunan, boş zamanlarda vakit geçsin diye edinilebilecek bir kitap yapıyordu onu sadece.

Öncelikle kitabın çevirisini sevemedim. Her İngilizce bilen kişi çeviri yapamaz derler ve bu doğrudur; İngilizce kelimeleri Türkçe'ye çevirmek çok basittir çünkü. Al eline bir sözlük, otur çevir yaz; belki uzun sürecektir ama çok da zor olacağını sanmıyorum. Çeviri yapabilmek için cümle yapılarını ve onların Türkçe'deki karşılıklarını bilmek gerekir ve bu çevirmenin bunu bilmediğini düşündürecek cümleler gördüm ben. Eğer bir cümlenin İngilizce'sini düşünebiliyorsam okurken, o çeviri pek iyi değildir benim için, fakat bu işi tamamen başka boyutlara götürmüş:
Daha önce hiç görmediğim stil ve desenlerde mobilyalar, etajerler gördüm ve daha birçok ne olduğunu anlayamadığım eşya.
Çeviriyle yaşadığım savaşı anlatabiliyor muyum?!?!?!?! Belki ben daha iyi çeviremezdim (çevirirdim) fakat bir yayın evinin bu derece kötü bir çeviriyi nasıl yayınladığını anlayamıyorum. Tamam, tüm cümleler belki o örnekteki gibi değildi, fakat öyle bir cümle vardı ve olmamalıydı.

Onun dışında kitap hiçbir şekilde orijinal gelmedi. Evet, Güzel'in en baştaki hikayesi belki biraz orijinal sayılabilirdi, fakat onun dışında Güzel ve Çirkin masalını alıp romana çevirmişler gibi hissettim, bu da benim kitaba olan beğenimi azalttı. Ha, hakkını yemeyeceğim: Okurken eğlendim, kesinlikle pişman değilim okuduğuma, fakat bu benim kitabı sevmemi gerektirmiyor. Çevirisi dışında, bu orijinallikten yoksun oluşu büyük bir sorundu benim için çünkü kendisi de yazan bir insan olarak, birinin masalı alıp bütünüyle bir roman yapması... bilmiyorum, bana çok gereksiz göründü. 

Eğer kendi dünyasından bir şeyler katsaydı, en azından okuduğum şeyin bir "farklılığı" olduğunu hissedebilirdim. Buysa tamamen aynıydı. Hatta o kadar aynı hissettirdi ki, kitabı okurken arada bir Disney'in Güzel ve Çirkin animasyonundan sahneler düşündüğüm bile oldu. O versiyonla %100 uyuşmuyordu elbette, fakat siz fikri anladınız.

Ayrıca sonu da çok... boştu. Masalı bilen sonunu da biliyordur; ben de bilenlerdenim. Okurken son yirmi sayfaya geldiğimde, yazar acaba nasıl toparlayacak diye düşünürken buldum kendimi ve bence toparlayamadı. Nasıl bir hızlandırılmış son okuduğumu anlayamadım. O sahneler o kadar kısa yazılmasa çok daha güzel olabilecek sahnelerdi. Hatta doğru yazıldığında oldukça duygusal olma potansiyeli içeriyorlardı, fakat yazarımız öyle düşünmemiş sanırım. Sonu benim için oldukça tatminsizdi kısacası.

Kesinlikle önermiyorum. Elinizde boş vaktiniz varsa bile gidin başka kitap okuyun, kitap mı kalmadı?

Ezgi Tülü

Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencisi. 2014'ten beri kitaplar hakkında konuşuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder